Günümüzde tüm ağızlar aynı şeyi söylüyor; anda kal,akıştayım,an önemli, an da kalma yolları,akışa bıraktım falan filan derken bazen hay senin akışına dediğimiz olaylar içinde olabiliyoruz.Çünkü çoğumuz akışta olmak ile akışta kalmak arasında ki ince fakat derin farkı,anlamı bilmiyoruz.

Ruhsal ve bedensel bütünlük içinde uyanıştaki koca adım akışta olmak ile akışa bırakmak eylemi arasında ki farkı fark etmesidir.

İnsanlık için küçük bir adım görünsede ruhsal uyanışınız için büyük bir adımdır.Büyük bir adım olmasının nedeni bu iki eylem tam anlaşılmadığı için bazı bireylerde aşırı bencilliğe,tepkisizliğe robot bir yaşantıya yol açmasıdır.”Ben” olmak unutmayın “biz” olmaktan geçer.

Nedir peki fark?

Basit ve anlaşılır şekilde açıklamaya çalışacağım.

Akışta olmak; olduğunuz halde olmak,olanı görmek,hissetmek ve durumların sonuçlarını içselleştirmeden yani üstüne alınmadan fark etmek.Karşılaştığın sorununun sonucunu ,bu sonucun nedenını fark etmek,sonucu görmek ve bundan alınacak dersi alıp,edindiğin tecrübeni en kıymetli köşene koyup devam etmek.

Eskilerin deyimi “dersini almak” .Konunun sende yarattığı hisse takılıp kalmak değil, o konunun nasıl ve neden bu sonuca bağlandığını görmek,fark etmek ve onu orda bırakıp devam edebilmek.

Akışa bırakmak ne demek;

Akışa bırakmak pes etmek demek .Değiştirebileceğin, içinden çıkıp kurtulabileceğin bir durumdan,şansın varken bu deneyimi yaşamayı kabul etmemek.Hayata karşı amaçsız ve uyumsuzca pes etmek.

Ve bu pes edişin yükünü yaşam boyu taşıyıp hayatına,yaşadıklarına pasif kalmak demekdir akışa bırakmak.

Akışta olmak ise başa geleni içselleştirmeden,kurban psikolojisinde olmadan, kendine soru sorarak farkındalığın farkında olmakdır.

akışa bırakan kişi;

Yaşadığı bir konuda,deneyimde sonuç istediği gibi olmadığında acı çekmemeyi seçip, sonucu kabul eder.

Böyle olması gerekiyordu der ve bir daha ki sefere bu şekilde sonuçlanmaması için hayatının için yeni bir yol haritası çizer.Dersini alıp,bu istenmeyen durumun somuclarının ona yaşatığı duygulara takılıp kalmaz,kabül eder ve bu negatif duygularını bırakır. Kaderini dönüştürme yollarını arar .

Dikkat edin olaya sonuca takılmak değil,çıkan sonuçtan alman gerekenı alıp amacın doğurultusunda ki yol haritanı değiştirmek.Bu harita kimi zaman bir vazgeçmekdir, kimi zaman değişimdir.Bunun cevabı kişide saklıdır.

Akışa bırakan kişi ise;

Başına gelen şeye, ya da elde ettiği her negatif sonuca boyun eğer, değiştirebilecek gücü varken bile pasif bir direniş içinde olumlu zannetiği olumsuzluk düşünceleri ile hayatını sanki başkasının penceresinden izler gibi izler.Hayata karşı bir tarafı olmaz,bir yol haritası da.

Fırtınada amaçsız dümeni boş kalmış bir tekne gibi savrulur.Ya bir kayaya oturur, ya batar, ya da kurtulur her iki sonuca da tepkisizce ulaşır.Sonuc istediği gibi de olabilir olmaya da bilir

An da olan, akışta olan da rüzgarı görür fırtınanın geleceğini bilir.Olması gerektiği gibi davranır. Batmak da vardır, çıkmak da .Sonuç ne olursa olsun o devam eder.Battıysa bir dahakıne batmamak için ne yapabılırimi fark eder.Bu farkındalık içinde ki farkındalık da bir daha tekne almamak da olabılır ya da alıp baştan akışta olmak da.Neden ben diye sorular içinde kaybolmaz yani kurban psikolojisi içinde olmaz. Fırtına çıkmıştır ve fırtanada denizde batmak olağan bir olasılıktır bunu bilir fakat bunu bilmesine rağmen dümeni de dalgalara teslim etmez ama ters yönede teknenin dümenini çevirmez.

Yanlışının etrafında dönmez.

Hayat bir akıştır bunu bilir.Bu akışta değişim,irade,dönüşüm,aydınlanma,duraklama,devam vardır.

İrade ile çekişme başlarsa dönüşüm de olmaz.Bunu bilir.Bilmek önemlidir farkındalığı hayatına davet eder.

Dönüşüm olmazsa sonuçlar da değişmez.Deder.Değişmeyen sonuçlar yıpratır bir sonuca da varılmaz.

Kısacası akışta olan kişinin sloganı “sen değiş dünya değişir”dir.

Enerjimiz sürekli değişim halinde.Bu değişimi bilerek devam etmek değişimi ve doğal kışın devamlılığını sağlar.

Sadece inanmak yetmez bilmek de lazımdır.

Gerçeği fark etmek. boş yere emek verneden olduğun yerde durup değişmeyi bilmek ve devam etmek anahtar niteliğindedir.

Allah çabamıza göre kaderimizi belirler.

Bu çaba nedir?

Dua,değişim, farkındalık.

Başına gelen en kötü kader olayında bile o yıkıntıların arasından kalkıp acına saygı duyup önüne bakıp devam etmek

Olanı kabul etmek ve durmamak ama farkındalıkla devam etmek.

Kimisi akıştayım derken hali hazırda yardım etmesi gereken birine ya da bir duruma tepkisiz kalır.Bu akışta olmak değil amaçsız bir yaşamdır.

Farkındalığı olan kişi yardım etmesi gerekene yardım eder,düşmesi gereken yerde düşer ama kalkmasını bilir ve bir daha düşmemek için ne yapması gerektiğini bilir ve düştüğünde aynı acıyı çekmemeyi ve bu acıyı peşinden süreklememeyi de deneyimleyerek öğrenmiştir.

Kabul etmek,uyumlu olmak,kendini kabul etmek ve kendını sevmek.Doğa ile uyum içinde olmak.Hayatın getirdiklerini sevgiyle kabul etmek.Farkındalığı olmayan çaba ,amaçsız bir çırpınmadır .

Hasta oldugunda hastalık ile savasmak değil ne oldu da ben hasta oldumu fark etmek ve bu hastalığın bana ne öğreteceği ni fark edebilecek erdemde olmakdır.

Rızık ve bereket içinde aynı farkındalık gerekir.

Akışı bozarsa bereketi de kısar.Alıp vermek akışı yaşatır ve bereket getirir.Akışta olan bunu bilir.

Eşyalara bağımlılık,verememek,tutmak kıtlık bilincini ortaya çıkarır ve akış ters akar durur daha dogrusu negatif sekilde akar.

Harekette bereket vardır cümlesi bu akışı simgeler.

Akışa uyum sağlamak farkındalık ile olur.

Kendini cabasız ,gerçek doğana bırakmak,bir olmak.

Dış koşulların sonuçlarını kabul etmişdir.Güçlü ve derin olmak zarar görünce fark etmek fark ettiğini de fark etmek.

Her anının kıymetini bilmek,direnmek yerine kabul etmek.

Gerçek tekamülü fark etmek.

Kaderini sonuçlar içinde boğmamak,suyun tersine yüzmemek usul usul devam etmektir AKIŞTA OLMAK.

Sevgiyle kalın…

Yazar

Yorum Yaz